uyuşturucu kullandığı için pişmanlık yaşayan, yalnız bir insan

KİŞİSEL KULLANIM MI YOKSA TİCARET Mİ? UYUŞTURUCU MADDE SUÇLARINDA SINIRLARIN BELİRLENMESİ

AV. MELİS ŞAHİN

Ülkemizde uyuşturucu madde kullanımının yaygınlaşması sebebiyle, bu suç tipinin meydana gelmesinin şartları ve unsurları ile bu suçun işlenmesi sebebiyle uygulanacak yaptırımların neler olduğu çoğu kişinin merak ettiği konulardan birisidir. Uyuşturucu madde, insan zihnini etkileyen ve zararlı etkilere yol açabilecek kimyasal bileşenlerdir. Konuya ilişkin hukuki değerlendirmeler yapılmaya başlanmadan önce, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma fiilini tanımlayacak olursak; kişinin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ağız, burun gibi organlar yoluyla soluyarak, yutarak veya vücuduna şırınga ile enjekte ederek veyahut diğer yollarla kullanmasıdır. Uyuşturucu madde bulundurma fiilinin tanımı ise; uyuşturucu veya uyarıcı madde üzerinde fiili egemenlik ilişkisinin devam ettirilmesidir.  Kullanma amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde yer almaktadır. 

İlgili maddeye göre bu suç tipi, 2 farklı fiil ile işlenebilmektedir:

 1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanma.

 2) Kullanım amacıyla uyuşturucu maddeyi bulundurma, kabul etme ya da satın alma.

Burada bahsedilmesi gereken önemli noktalardan birisi, bulundurulan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kişisel kullanım sınırını aşıp aşmadığıdır. Kişisel kullanım sınırının üzerinde kabul edilen miktarda bulundurulması halinde, kişi uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılabilir. Kişisel kullanım sınırı için belirlenen miktar, kişinin gerek ruhsal gerekse fiziksel özellikleriyle birlikte uyuşturucu veya uyarıcı maddenin türüne ve kalitesine göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca konuya ilişkin Yargıtay’ın esrar, metamfetamin, sentetik haplar gibi çeşitli uyuşturucu maddelerin kişisel kullanım sınırlarına ilişkin içtihatları da mevcuttur. Uygulamada mahkemelerin bu içtihatları da göz önünde bulundurularak suçun niteliği ile ceza miktarını belirlediği görülmektedir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, bulunan maddenin sadece miktarı, tek başına suç tipinin tespit edilmesinde ölçüt değildir. Kişinin sosyo-ekonomik durumu, başka kişilerle söz konusu maddelerin satışına ilişkin görüşmeler yapıp yapmadığı, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin fiziksel olarak bulunuş biçimi (satışa hazır halde poşetler içerisinde bulunması, birçok uyuşturucu veya uyarıcı madde çeşidinin birlikte bulundurulması, hassas terazi) gibi unsurlar da mutlaka değerlendirilmelidir.

Yargıtay Ceza Dairelerinin uygulamalarına bakıldığında uyuşturucu maddelerin kişisel kullanım sınırları şu şekildedir:

  1. Esrar: Yıllık net 600-700 gram üzerindeki esrar uyuşturucu maddesi Yargıtay tarafından uyuşturucu madde ticareti yapma maksadıyla bulundurulduğu olarak kabul edilmektedir. 600-700 gram ve altı miktarda esrar, kullanım sınırında değerlendirilmektedir.
  1. Eroin ve Kokain: Eroin ve kokain uyuşturucu maddelerinde herhangi bir yan delil mevcut değil ise bulunan 20 gram ve üzerindeki uyuşturucu maddenin kullanım amacıyla değil, ticaret amacıyla bulundurulduğu Yargıtay tarafından değerlendirilmektedir.
  1. Sentetik Haplar: 50 adet ve üstünün kullanım amacıyla değil ticaret amacıyla bulundurulduğu Yargıtay tarafından kabul edilmektedir.
  1. Metamfetamin: Metamfetamin uyuşturucu maddesinin kişisel kullanım miktarında kesin bir ölçü bulunmamaktadır. Kullanılan metamfetamin maddesinin miktarı ve kullanıcının kişisel özelliklerine göre maddenin etkisi ve sona erme süresi değişkenlik gösterebilmektedir.  Maddenin ele geçirilme şekli, kişinin ekonomik durumu ve de mevcut ise toplanan diğer yan deliller incelenerek külli bir değerlendirme yapılmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesine göre; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Aynı maddenin 10. fıkrası uyarınca: ”Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.” Bu fıkrada, suç tipinin nitelikli hallerine yer verildiğini görmekteyiz. Suçun bu fıkrada sayılmış olan alanlardan birisinde işlenmesi halinde, suçun normal işleniş biçiminden daha ağır bir şekilde ceza arttırımı yapılarak mahkûmiyet kararı verileceğine değinilmiştir.

Bu suç tipinde görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise uyuşturucu maddenin kullanıldığı veya kullanmak için bulundurulduğu yerdir. Uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma suçunda, soruşturma aşamasında toplanan deliller neticesinde kamu davası açmak için yeterli şüphe olduğunu tespit eden cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verir. Bu erteleme kararının süresi 5 yıldır. Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari olarak 1 yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre üçer aylık sürelerle birlikte en fazla 1 yıl daha uzatılabilmektedir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, eğer gereklilik arz ettiğine ilişkin kanaat getirildiyse denetimli serbestlik süresi içinde tedavi ettirilebilir. Cumhuriyet savcısı, 5 yıllık erteleme süresinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımının tespiti için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.

Şüphelinin, erteleme süresi boyunca aşağıdaki fiillerden birini işlediği takdirde erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açılır:

  1. Yükümlülüklerine veya tedavi şartlarına uymamakta ısrar etmesi.
  1. Kullanma niyetiyle uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
  1. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması.

Şüpheli, erteleme süresi boyunca herhangi bir ihlalde bulunmadığı takdirde 5 yılın sonunda cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Etkin Pişmanlık

Türk Ceza Kanunu’nun 192. maddesinde uyuşturucu madde kullanma suçuna ilişkin etkin pişmanlık hükümleri de mevcuttur. Kişi, uyuşturucu madde kullanma suçunu işlemişse yetkili mercilerden suçtan haberdar olmadan önce failin yakalanmasına ve de uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesine yardımcı olursa, cezasında indirim veya hiç cezalandırılmaması gündeme gelebilir. Örneğin:

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında soruşturma başlatılmadan önce tedavi ettirilmesini istediğine ilişkin başvuruda bulunursa, cezaya verilmez. 

HAGB ve Erteleme

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın denetim süresi içerisinde netice doğurmaması, denetim süresince belirli şartlar yerine getirildiğinde mahkûmiyet kararının sonuç doğurmayacak şekilde kaldırılmasına neden olan bir müessesedir. Uyuşturucu madde kullanma suçu nedeniyle, yargılama sonucunda mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Aynı şekilde, mahkeme tarafından hapis cezasının ertelenmesi kararı da verilmesi mümkündür.

ECY Hukuk ekibi olarak sizlere bu yazımızda, uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma suçunun en çok karşımıza çıkan hususlardan biri olması sebebiyle bu suça ilişkin önemli noktalara yer verdik. Herhangi bir hakkın ihlal olmaması adına alanında uzman avukatlardan danışmanlık ve hukuki koruma hizmeti alınması önemlidir. Bu noktada, ECY Hukuk olarak alanında uzman avukatlardan oluşan kadromuz ile sorularınızı cevaplamaktan ve sizlere hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktan memnuniyet duyarız.