vergi kaçakçılığı nedir, hangi düzenlemelere tabidir

VERGİ SUÇLARI: KAÇAKÇILIK

AV. MELİS ŞAHİN

Vergilendirme, devletlerin kurulduğu ilk dönemlerden günümüze kadar egemenlik yetkilerinin kullanılmasının temel bir sonucu olarak doğmuştur. Bilindiği üzere, devletlerin gelir kaynağının büyük bir payını vergilendirme neticesinde toplanan miktar oluşturmaktadır. Bu sebeple vergi mükelleflerinin beyannameleri, banka hesapları gibi kayıtları sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesi, devletin vergi alacaklarının tahsil edilmesi bakımından çok önemlidir. Bu sebeple de mükellefler tarafından çeşitli ihlallerin gerçekleştirilmesinin önüne geçebilmek adına devlete bağlı şekilde çalışan kurumlar kurulmuş olup, vergilendirme sistemini aksatabilecek her türlü husus kanun ve mevzuat ile korunma altına alınmıştır. Vergi suçları ayrı ve detaylı şekilde düzenlenmiş, ciddi cezai yaptırımlara tabi tutulmuştur. 

Vergi suçları, temel olarak Türk Ceza Kanunu ile Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Bu suçların soruşturulması ile kovuşturulması Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uygulama alanı bulmuş olup hem adli para cezası hem de hürriyeti bağlayıcı cezalar öngörülmüştür. Temel olarak nitelendirilen vergi suçları; vergi ziyaı, vergi kaçakçılığı ile usulsüzlüktür. Bu suç tiplerinin düzenlenmesindeki asıl amaç, korunulan hukuki yararın devlet ile yakından bağlantılı olmasıyla beraber ekonomik düzenin korunması ile vergilendirmenin aksamamasıdır.

Bugünkü makalemizin konusu olan vergi kaçakçılığı suçu, vergi mükellefinin ödemesi gereken vergi borcunu daha az miktarda ödeme veya hiç ödememe kastıyla gelirlerini veyahut servetlerini gizlemesi neticesinde meydana gelir. Halk dilinde vergi kaçakçılığı suçu yerine “naylon fatura” veya “sahte fatura” terimleri daha sıklıkla duyulmuş olabilir. Bu suçun işleniş fiilleri çeşitlilik gösterdiği için Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesine göre suçun incelenerek açıklanması daha doğru olacaktır.

Vergi Usul Kanunu’nun 359/a Maddesinin İncelenmesi

Madde 359 / a:

a) Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;

 1) Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,

 2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,

Hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Anlaşılacağı üzere, 359. Maddenin (a) bendi ikiye başlığa ayrılmıştır. Bu ikili ayrımda yer verilen suç eylemleri şu şekilde alt başlıklar ile özetlenebilir:

  • Vergilendirme sistemine göre tutulan hesaplarda hileli davranışlar
  • Gerçek olmayan veya ilgisiz kişiler adına sahte hesap açmak
  • Vergi matrahını azaltacak şekilde kayıt dışı özel defterler bulundurma
  • Defter, kayıt ve belgeleri tahrif etme veya gizleyenler.
  • Yanıltıcı belge düzenlemek veya yanıltıcı olarak düzenlenen belgeyi kullanmak

Söz konusu fiillerden birisinin işlenmesi halinde kişi hakkında 18 aydan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılama yapılacağı kanunda öngörülmüştür.

Vergi Usul Kanunu’nun (b) bendine bakıldığında yine şu şekilde bir incelemeye tabi tutulabilir:

Madde 359/b:

b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.

Görüldüğü üzere, (b) bendinde yer verilen suç tipinde de birden fazla eylem çeşidi ile suçun işlenebileceği öngörülmüştür. Bu eylemler özetle şu şekilde açıklanabilir:

  • Saklanması ve ibrazı zorunlu olan defter, kayıt ile belgeleri yok etme
  • Saklanması ve ibrazı zorunlu olan defter, kayıt, verileri değiştirme veya kaldırarak yenilerini ekleme
  • Yetkisizce düzenlenen belgeleri kullanma

Söz konusu fiillerden birisinin işlenmesi halinde kişi hakkında 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması mümkün olacaktır.

Son olarak yine vergi kaçakçılığı suçu kapsamında Vergi Usul Kanunu’nun 359. Maddesinin (c) bendi şu şekilde incelenebilir:

Madde 359/c:

c) Bu Kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

  • Sadece Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri anlaşmaları bulunmaksızın basanlar/kullananlar.

Bu fiillerden birinin gerçekleşmesi halinde kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle         yargılanma riskiyle karşı karşıya kalabilecektir.

Vergi Kaçakçılığı Suçunda Uzlaşma ve Zamanaşımı

Vergi kaçakçılığı suçu uzlaştırma müessesesi kapsamında değildir. Bu suçun mağduru ile şüphelisi/sanığının uzlaştırma kapsamında anlaşıp, yargılama aşamasına geçilmemesi mümkün olmayacaktır.

Vergi kaçakçılığı suçu nezdinde zamanaşımı süreleri Türk Ceza Kanunu’nda mevcut olan genel hükümlere göre belirlenir. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesine göre uygulanacak zamanaşımı 8 yıl olup bu sürenin ne zaman başlayacağı suç türüne göre değişiklik göstermektedir:

  1. Gerçek olmayan veyahut işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına sahte hesap açılmasından itibaren 8 yıl
  2. Sahte belgenin düzenlendiği tarihten itibaren 8 yıl
  3. İbrazı zorunlu olan belgelerin yok edilmeye başlandığı tarihten itibaren 8 yıl
  4. Vergilendirilecek belgelerin tahrifi halinde tahrifatın başladığı tarihten itibaren 8 yıl

   Adli Para Cezası 

Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi uyarınca kesinleşen cezanın 1 yılın altı olması halinde verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. 1 yılı aşan ceza miktarları bakımından adli para cezasına çevrilmesi mümkün olmayacaktır. 

Vergi kaçakçılığı suçu şikâyete tabi suçlardan değildir. Bu sebeple soruşturulması ve kovuşturulması re’sen yapılacaktır. Kovuşturma aşamasında görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir.

Bu yazımızda hem maliye hem de ceza hukukunu yakından ilgilendiren vergi kaçakçılığı suçunu sınıflandırarak kaleme aldık. Vergilendirmenin, devletin egemenlik yetkisiyle doğrudan bağlantılı olmasından ötürü ilgili maddelerde vergi kaçırma suçuna sebep olabilecek fiillerin detaylı şekilde açıklanmasına ihtiyaç duyulmuştur. Öyle ki, belgede sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunu’nda yer almasına rağmen, vergi hukukunu ilgilendiren belgelerde sahtecilik yapılması, belgelerin değiştirilmesi, Vergi Usul Kanunu altında ayrıca düzenlenmiştir. Vergi Usul Kanunu’nda vergi kaçakçılığı suçuna ağır cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Yukarıda açıkladığımız fiiller seçimlik olarak işlenebilmekte ve bu fiillerden birisinin işlenmesi neticesinde vergi kaçakçılığı suçu oluşmaktadır.